UniCredit’in Commerzbank Atağı: Avrupa’da Banka Birleşmeleri Hız Kazanıyor
UniCredit’in Commerzbank hamlesi, Avrupa bankalarının yeniden birleşme yoluna girdiğini gösteriyor. Siyasetçiler, Avrupa’nın Amerikalı ve Asyalı dev bankalarla rekabet edebilmesi için birleşmeleri teşvik ediyor.
Avrupa’da banka birleşmeleri yeniden gündemde. İtalya’nın köklü bankalarından UniCredit, Almanya’nın ikinci büyük bankası Commerzbank’tan hisse alarak finans sektöründe yankı uyandırdı. Bu hamle, Avrupa bankalarının Amerika ve Asya’daki devlerle rekabet edebilmek için yeniden güç birliği yapma isteğini öne çıkarıyor. UniCredit’in CEO’su Andrea Orcel’in yönettiği bu stratejik hareket, Avrupa’da bankacılık sektöründeki yeni birleşme dalgasının ilk sinyallerinden biri olarak değerlendiriliyor.
2007’den Sonra Gelen İlk Büyük Uluslararası Birleşme Hamlesi
Son büyük çaplı birleşme denemesi 2007’de gerçekleşmiş, ancak sonuçsuz kalmıştı. 2008 mali krizinden bu yana Avrupa’daki büyük bankalar sağlıklı bilançolarını toparlamaya odaklandı ve birleşmeler ikinci plana itildi. Fakat, yükselen faizler ve daha sağlam mali yapılar sayesinde Avrupa bankaları yeniden birleşme olanaklarını değerlendirmeye başladı. "Artan faizler sayesinde kıtadaki birçok bankanın kârları kayda değer oranda arttı. Daha sağlıklı bilançolar ve sağlam sermaye seviyeleri sayesinde rakiplerini kendi bünyelerine katabilecek duruma geldiler."
UniCredit ve Commerzbank İş Birliği Avrupa Finans Sektörünü Hareketlendirdi
UniCredit, Commerzbank’tan %9 oranında hisse satın alarak Almanya’nın finans merkezinde geniş yankı uyandıran bir girişime imza attı. Almanya’da 2008 mali krizinde devlet tarafından kurtarılan Commerzbank’ın en büyük hissedarı haline gelmeye hazırlanan UniCredit, Avrupa Merkez Bankası’ndan onay alması halinde bu hissesini %21’e çıkarabilecek. Bankalar arasında tam birleşme söz konusu olmasa da, bu adım “Avrupa bankaları arasındaki anlaşmaların yeniden gündeme geldiğinin en son ve en dikkat çekici göstergesi.”
Avrupa’nın Finans Sektöründeki Rekabet Gücünü Arttırma Çabaları
Avrupa’daki siyasetçiler ve politika yapıcılar, Amerika ve Asya bankalarına karşı rekabet edebilmek için Avrupa bankalarının daha büyük yapılara kavuşması gerektiğini vurguluyor. 1.7 trilyon dolarlık Norveç petrol fonunun CEO’su Nicolai Tangen de “kıtanın dünyada ağırlığa sahip daha fazla finans kurumuna ihtiyacı var” diyerek bu görüşü destekliyor.
Artan Faiz Marjları ve Sağlam Bilançolar Birleşmelere Yol Açıyor
Merkez bankalarının faiz artırımları Avrupa bankalarının kârını artırarak birleşmeleri teşvik etti. Bankalar, kredi faiz oranlarındaki artışla bilançolarını güçlendirdi ve satın alma fırsatlarını değerlendirmeye başladı. Sadece yurtiçi değil, sınır ötesi birleşmelerin de gündemde olduğu bu dönemde “Dealogic verilerine göre bu yılın ikinci çeyreğinde Avrupa bankaları arasında açıklanan birleşmelerin değeri 13.8 milyar euro’yu buldu. 2010’un üçüncü çeyreğinden beri bu seviyelere çıkılmamıştı.”
Yurtiçi ve Sınır Aşan Banka Birleşmelerinde Beklenen Artış
Avrupa Merkez Bankası analizlerine göre, Avrupa’da gerçekleşen birleşmelerin çoğunluğu yerel bankalar arasında gerçekleşiyor. Ancak, sınır aşan birleşmelere de sıcak bakılıyor. Politik ve ekonomik baskılarla birlikte birleşmelerin hızlanacağı düşünülüyor. Sektör uzmanlarından Justin Bisseker’e göre, “sektörde gelir baskısı şiddetlendikçe kârlılığı artırmak için çok sayıda birleşme ve satın alma göreceğiz.”
Amerikan ve Asyalı Devlerle Rekabet İçin Avrupa’nın Güçlü Bankalara İhtiyacı Var
Bugün, dünyanın en büyük 10 bankasından sadece üçü Avrupalı ve bunlar da Asya ve Amerika’daki rakiplerine kıyasla daha parçalı bir yapıda. Fransız Société Générale’in başkanı Lorenzo Bini Smaghi, “Bugün Amerikan finans kuruluşlarını işin içine katmadan birleşme, satın alma ya da altyapı finansmanı gibi büyük çaplı mali işlem yapmak imkansız. Avrupa bankaları fazlasıyla parçalı bir yapıda ve gereken bilançolardan yoksunlar” diyerek Avrupa bankalarının mevcut durumunu özetliyor.
Yeni Birleşme Stratejileri Gelişiyor
UniCredit’in Commerzbank ile başlattığı birleşme hamlesi, Avrupa’nın finansal açıdan yeniden güçlenme isteğini ortaya koyuyor. Yüksek faiz oranları ve sağlıklı mali yapılar birleşme için uygun zemini hazırlarken, Avrupa bankaları bu trendi devam ettirerek global arenada daha güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor. Avrupa bankalarının yeniden güçlenmesi, kıtanın finansal istikrarı açısından büyük önem taşıyor.