Enflasyon Şoku: Optimizasyona Dayalı Master Planın İflası
Eylül ayı enflasyon verilerinin beklenenin üzerinde gelmesi, ekonomi yönetiminin hesaplarını altüst etmiş olabilir. Bugüne kadar yapılan planlar ve harcanan emekler, ani enflasyon artışı ile boşa gitme riskiyle karşı karşıya..
TÜİK’e göre; enflasyon (TÜFE) eylülde aylık %2,97, yıllık %49,38 olarak gerçekleşirken, alternatif bir bakış sunan ENAG’a göre; enflasyon eylülde aylık %5,34, yıllık %88,63 oldu.
Birgün Yazarı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu: Başarı olarak sunuldu ama inandırıcı bulunmadı
Eylül ayı enflasyonu %2.97 oldu. Yıllık enflasyon %50’nin altına düştü. Bu başarı olarak sunuldu ama inandırıcı bulunmadı. Şimşek göreve geleli 15 ay oldu. Enflasyonda kaçınılmaz düşüş olacaktı. Enflasyon, MB hedefinin de üzerinde kaldı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz indirimi için, yeni asgari ücretin belirlenmesi, ÖTV ve kamu inisiyatifindeki fiyat artışları ile doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarına ilişkin gelişmeleri gözlemleyerek, yeni yılı beklemek zorunda kalacak gibi görünüyor.
Eylül enflasyonu gerçekleşmesi, ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası cephesinde ciddi bir moral bozukluğu yaratmış gibi görünüyor. Söylemlerde bu durumun dile getirilmesi beklenmese de, verilerin ardından birçok finans kurumu ve analizcinin enflasyon tahminlerini yükselttiğini, faiz indirimi beklentilerini ise ertelediğini gördük. Daha birkaç hafta önce faiz indirimine yönelik sinyaller güçlenirken, şimdi bu planın rafa kaldırıldığını söyleyebiliriz.
Ekonomi Yönetiminin Stratejik Planı Çöktü mü?
Ekonomi yönetimi, son aylarda rasyonel politikalara dönüş sinyalleri veriyordu. Döviz piyasası ve krediler sıkı bir şekilde kontrol edilirken, maliye politikası sınırlı bir destek sağlıyor, para politikası ise tüm yükü omuzluyordu. Amaç, ekonomik aktiviteyi kısa süreliğine yavaşlatarak enflasyonu düşürmek, ardından faiz indirimleri ile piyasayı rahatlatmaktı. Ancak eylül ayı enflasyon verisi bu planın uygulanabilirliğini zora soktu.
Kasım Ayı Faiz İndirimi Beklentileri Ertelendi
Merkez Bankası’nın kasım ayında faiz indirimi yapması bekleniyordu; ancak eylül enflasyon verilerinin yüksek gelmesi, bu planı erteletti. Ekonomi yönetiminin, faiz indirimi sürecine başlamadan önce daha fazla zaman kazanmak amacıyla ek tedbirler alması gerekiyor. Aksi takdirde, Merkez Bankası'nın henüz şartlar olgunlaşmadan faiz indirimine sürüklendiği algısı oluşabilir. Bu da kredibilite kaybına yol açabilir.
8 Kasım'da açıklanacak Enflasyon Raporu, bu bağlamda kritik bir dönemeç olacak. Eylül ayında TÜFE %2.97 artış gösterdi ve beklentilerin çok üzerinde gerçekleşti. Bu durum, iç talebin hala güçlü olduğunu ve kimsenin enflasyonun kısa vadede düşeceğine inanmadığını ortaya koyuyor. Özellikle hizmet enflasyonu, iç talep ve ücret gelişmeleri nedeniyle düşüş göstermiyor.
Faiz İndirimi İçin Koşullar Olgunlaşmadı
Merkez Bankası, eylül ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizi %50’de sabit tuttu. Ancak hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesinin beklendiği ifade edildi. Bu durum, şahin duruşun yumuşatıldığının sinyalini verdi. Ancak 8 Kasım’daki Enflasyon Raporu’nda enflasyon patikasıyla ilgili yeni yönlendirmeler yapılacak. Piyasa beklentileri ile Merkez Bankası’nın tahminleri arasındaki fark, faiz indirimi kararının ertelenmesine yol açabilir.
Ana Alt Gruplardaki Sıkıntılar
TÜİK’in mevsimsel düzeltilmiş verileri, ana alt grupların 2025 enflasyon hedefi ile uyumlu olmadığını gösteriyor. Özellikle temel mallar dışında kalan tüm gruplarda enflasyon baskısı artıyor. Hizmetler sektörü ve C endeksi ise yükseliş trendinde. Bu durum, enflasyonun temel mallardan çok iç talebe ve ücret gelişmelerine duyarlı olduğuna işaret ediyor. Bu yüzden ekonomi yönetiminin iç talebi yeterince yavaşlatamadığı veya kimsenin enflasyonun gelecek yıl düşeceğine inanmadığı ortaya çıkıyor.
Faiz İndirimi İçin Acele Etmemek Gerek
Merkez Bankası, faiz artırımlarında olduğu gibi faiz indirimlerinde de dikkatli adımlar atmalı. Özellikle asgari ücret, ÖTV artışları ve kamu fiyatlarının güncellenmesi gibi kritik kararlar, faiz indirim süreciyle uyumlu olmalı. Eğer ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası bu kararları koordineli bir şekilde uygulayabilirse, enflasyonla mücadelede başarı sağlanabilir. Ancak aceleci adımlar atılması, tüm bu sürecin heba olmasına neden olabilir.
Bu haber hazırlanırken Gazete Oksijen'de Haluk Bürümcekçi'nin köşe yazısından faydalanılmıştır.