Ek vergi tartışmaları: Yargı sürecinde son durum

2022 yılı hesap dönemine ilişkin olarak, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgenin yeniden inşasına kaynak sağlamak ve afetzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 7440 sayılı Kanun ile bir defalığına getirilen ek vergi uygulaması, pek çok tartışmaya ve yargı süreçlerine konu oldu.

Ek vergi tartışmaları: Yargı sürecinde son durum

Bu düzenleme, ilk olarak 12 Mart 2023 tarihinde yürürlüğe girdi ve özellikle emisyon prim kazancı istisnası üzerinden alınan ek vergi, iş dünyasında ve hukuk çevrelerinde geniş yankı buldu.

Davalar ve Yargı Süreci

Ek vergiye ilişkin açılan davaların büyük bir kısmı, emisyon prim kazancı istisnası gibi vergiden muaf tutulmuş gelirler üzerinden ek vergi alınmasıyla ilgiliydi. Bu konuda kurumlar vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğu, 2022 hesap dönemi beyannamelerini ihtirazi kayıtla verip davalar açtı. Bu davalarda mükellefler, emisyon priminin bir kazanç değil, sermaye unsuru olduğu ve bu nedenle vergilendirilemeyeceği yönünde savunma yaptı.

Ancak yargı sürecinde önemli bir dönemeç, Anayasa Mahkemesi’nin 7440 sayılı Kanun ile getirilen ek vergi uygulamasını Anayasa’ya aykırı bulmaması oldu. Anayasa Mahkemesi, bu düzenlemenin deprem gibi olağanüstü bir durum karşısında uygulandığını ve geçici bir çözüm olduğunu belirterek ek verginin hukuka uygun olduğuna hükmetti.

Danıştay Kararları

Danıştay, emisyon primi kazancı istisnası üzerinden ek vergi alınmasının hukuka uygun olduğu yönünde karar vererek davacıların taleplerini reddetti. Özellikle serbest bölge kazanç istisnası ve KVK 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi tutulan matrahlar üzerinden ek vergi alınmasına karşı açılan davalar da aynı şekilde sonuçlandı. Danıştay’ın bu kararları, iş dünyasında büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

Danıştay’ın emisyon primi kazancı istisnası ile ilgili olarak verdiği ret kararı, bu konuda açılan davalar arasında en önemli kararlardan biri olarak öne çıkıyordu. Çünkü bu dava, emisyon primi üzerinden ek vergi ödeyen şirketlerin büyük bir kısmı için “ana dava” niteliği taşıyordu ve emsal teşkil etmesi bekleniyordu. Danıştay’ın kararıyla birlikte, bu konuda açılan diğer davaların da benzer şekilde sonuçlanacağı anlaşıldı.

İstinaf Süreci

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Sekizinci Vergi Dava Dairesi, emisyon primi kazancı üzerinden ek vergi alınmaması gerektiğine ilişkin bir karar verdi. Bu karar, girişimcilik ekosisteminde büyük bir umut doğurdu. Özellikle teknoloji şirketleri, startup’lar ve yabancı yatırımcılar bu kararla rahat bir nefes aldı. Ancak Maliye, bu karara karşı Danıştay’a başvurdu ve Danıştay, Maliye’nin yürütmeyi durdurma talebini kabul etti. Bu gelişme, iş dünyasında yeniden bir belirsizlik yarattı.

Danıştay’ın nihai kararı, emisyon primi kazanç istisnası üzerinden ek vergi ödeyip dava açan şirketler için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Çünkü bu karar, benzer durumdaki tüm davalar için emsal teşkil edecek ve emisyon primi üzerinden ek vergi alınmasının önünü açacak. Maliye, başta kaybetmeyi beklediği bu davaları kazanarak önemli bir zafer elde etti.

Bu süreç, vergi mükelleflerinin ve şirketlerin yargıya güvenlerini sarstı. Hukuki mücadele veren şirketler, bir yandan da finansal dengesizliklerle karşı karşıya kaldılar. Sonuç olarak, ek vergi uygulaması üzerinden yürütülen bu davalar, yargı sürecinde maliyenin lehine sonuçlandı ve bu durum, ileride benzer düzenlemelerin önünü açabilecek bir emsal niteliği kazandı.