6284 Sayılı Kanun: Koruma Kalkanı mı, Haksızlık Aracı mı?

Son yıllarda artan kadına karşı şiddet vakalarıyla mücadelede önemli bir rol oynayan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, maalesef bazı durumlarda amacı dışında kullanılarak haksızlıklara sebep olabiliyor.

6284 Sayılı Kanun: Koruma Kalkanı mı, Haksızlık Aracı mı?

Aslında şiddet mağdurlarını korumak ve şiddet uygulayanları caydırmak amacıyla çıkarılan bu kanun, bazen asıl mağduru cezalandırmak, karşı tarafı sindirmek veya kişisel hesaplaşmalarda koz olarak kullanılmak isteniyor.

Peki, 6284 sayılı Kanun nasıl kötüye kullanılabiliyor?

  • Yalan Beyanlar: Bazı kişiler, karşı taraf hakkında asılsız iddialarda bulunarak haksız yere uzaklaştırma kararı aldırabiliyor. Bu durum, özellikle boşanma davalarında veya velayet anlaşmazlıklarında sıklıkla görülebiliyor.
  • Kişisel Husumet: Kanun, bazen kişisel husumetleri çözmek veya karşı taraftan intikam almak amacıyla da kullanılabiliyor. Örneğin, komşu anlaşmazlıkları veya iş yerindeki çekişmeler, 6284 sayılı Kanun'un kötüye kullanılmasına zemin hazırlayabiliyor.
  • Şikayetlerden Caydırma: Bazı kişiler, karşı tarafın kendilerinden şikayetçi olmasını engellemek amacıyla 6284 sayılı Kanun'u kullanarak uzaklaştırma kararı aldırabiliyor. Bu durum, asıl mağdurun sessiz kalmasına ve adalete erişiminin engellenmesine neden olabiliyor.

Haksız yere uzaklaştırma kararı alan kişiler, hem maddi hem de manevi olarak büyük zararlar görebiliyor. Evlerinden, işlerinden ve sosyal çevrelerinden uzaklaştırılan kişiler, toplum içinde damgalanabiliyor ve itibar kaybına uğrayabiliyor.

6284 sayılı Kanun'un kötüye kullanımı, kanunun amacına zarar veriyor ve gerçek şiddet mağdurlarının korunmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle, kanunun uygulanmasında daha dikkatli olunması ve yalan beyanların önüne geçilmesi gerekiyor.

Uzmanlar, 6284 sayılı Kanun'un kötüye kullanımını önlemek için şu önerilerde bulunuyor:

  • Detaylı inceleme: Uzaklaştırma kararı vermeden önce, iddiaların ve delillerin detaylı bir şekilde incelenmesi gerekiyor.
  • Orantılılık: Uzaklaştırma kararının süresi ve kapsamı, olayın ciddiyetine ve şiddet riskine göre belirlenmelidir.
  • Haksız başvuruların cezalandırılması: Yalan beyanla uzaklaştırma kararı aldıran kişiler hakkında hukuki işlem başlatılmalıdır.

6284 sayılı Kanun, şiddet mağdurlarının korunması için önemli bir araçtır. Ancak, kanunun kötüye kullanımı, haksız yere tedbir uygulanan kişilerin mağduriyetine yol açıyor. Bu nedenle, kanunun amacına uygun ve adil bir şekilde uygulanması büyük önem taşıyor.

Koruma ve önleme tedbiri uygulanan kişiler, bir üst mahkemeye yaptıkları itirazda delilleriyle birlikte 6284 sayılı kanunun kötüye kullanıldığını kanıtladığı halde itiraz ya reddediliyor ya da kısmen kabul ediliyor. Kısmen kabul edilmesi dahi mağduriyete sebep olabiliyor. 6284 sayılı kanunu kötüye kullandıkları tespit edilenlerin cezalandırılması gerekiyor.

İşte bu duruma çarpıcı bir örnek:

İstanbul'da yaşayan S.D, evinin bulunduğu sokağın inşaat çalışması nedeniyle trafiğe kapatılması sonucu park yeri ararken kısa bir süre durakladığı için, arkasındaki kadın sürücü tarafından sözlü saldırıya uğruyor.

Daha sonra aracına zarar verildiğini fark eden S.D, güvenlik kamerası kayıtlarıyla araca zarar veren kişinin, kendisine trafikte küfür ve hakaret eden kadın olduğunu tespit ederek şikayetçi oluyor. Ancak, aradan bir ay geçtikten sonra kadın, 6284 sayılı Kanun'un 8/3 maddesindeki "koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için delil veya belge aranmaz" ifadesinden faydalanarak S.D. hakkında önleyici tedbir kararı aldırıyor. S.D.'nin itirazı üzerine uzaklaştırma kararı kaldırılıyor ancak "şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama, küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarla bulunmama" tedbiri devam ettiriliyor.

"Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık Yapılıyor"

S.D, "Ben zaten bu davranışlarda bulunmadım, aksine bu davranışları karşı taraf bana yaptı, sonrasında da aracıma da zarar verdiği için kendisinden hakaret ve mala zarar verme suçundan şikayetçi oldum. Ben şikayetçi olduktan 1 ay sonra karşı taraf tedbir talep ediyor. Tedbir kararına delillerle itiraz ettim, kısmen kabul edildi ve uzaklaştırma kararı kaldırıldı. Ancak somut olay ve delillere göre 6284'ün kötüye kullanıldığı ortadayken bile tedbir kısmen kabul ediliyor ve gerekçeli bir karar da sunulmuyor. Sonuç olarak 6284 sayılı kanuna göre kadının hiçbir kanıtı olmadan erkeğe şak diye tedbir kararı çıkarılıyor ve yapılan itiraz bile cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile değerlendiriliyor." diyerek yaşadığı mağduriyeti dile getirdi.